zeki akakça – Sayfa 3 – D20Haber
25.04.2024, Perşembe
17 °C / 29 °C Denizli Hava Durumu
"zeki akakça" etiketli yazılar :

İncir yimek selbes…

İncir yimek selbes…

Anadolu coğrafyasında adı sanı bilinmedik o kadar değerli insanlar yaşamıştır ve yaşamaktadır ki sayısı bilinmez. Özellikle kırsalda hemen her mahallenin, köyün, kasabanın farklı yönleriyle öne çıkan isimleri vardır. Öyle bir şahsiyet olan namı diğer “Marangoz Orhan” dan söz edeceğim. Onun şahsında Denizli-Güney ilçesinden…

5 Aralık 2020 Cumartesi
Benim ebe…

Benim ebe…

Gezince görüyor, görünce tanıyor, tanıyınca derinlere iniyor ve bir bağ kuruyorum insanlarla. Bu karşılıksız bir duygu bağı. Yani her iki tarafında beklentiye girmeme hali. Bunu en çok kırsalda yaşıyorum. İşte öylesi bir hikaye daha…

21 Kasım 2020 Cumartesi
Erik Çöreği

Erik Çöreği

Dünde kalan ne varsa belleğimizde unutmadan ve kaybolmadan yarınlara taşımak zorundayız. Kültürel kodlarımızı bir şekilde koruyup gereğini yapıp yaşatmalıyız. Unutmayalım ki kültürü yok olan toplum köksüz ağaç gibi devrilmeye mahkumdur. Bu inançla kendimce görev bildiğim konulardan bazılarını hayata geçirip, “başkalarının da bilme hakkı var” diyerek paylaşıyorum.

14 Kasım 2020 Cumartesi
Uzaktan bir kare ve Riga

Uzaktan bir kare ve Riga

Bir kare fotoğrafın arkasındaki hikayeyi merak eder insan kimi zaman. Kimi zaman da hikayeye konu olan bir kare fotoğrafı… Fotoğrafçıda iz bırakan fotoğraflar vardır kimi zaman, kimi zaman da iz bırakacak fotoğraf arayan fotoğrafçı… Bu noktadan bakışla yurt dışı seyahatlerimden birinde çektiğim “bir kare fotoğraf” ve arkasındaki hikayeyi okuyacaksınız

24 Ekim 2020 Cumartesi
El- Parmak Balık Avı

El- Parmak Balık Avı

Kaybolan gelenekler ya da onların kodlarını bir yerlere sıkıştırıp yarınlara taşımalı insan. Bunu bir görev, bir sorumluluk belki de kültüre sahip çıkma olarak görmeli. Bu sayede günümüzün moda sözcüğü “sürdürülebilirlik” kavramı belki anlamlı hale gelir. Doğa ve doğada yaşayanların yaşamlarının devamı için bir katkı olur belki.

17 Ekim 2020 Cumartesi
Bozdağ’ da bir Eren: “Tepe Kuyu”

Bozdağ’ da bir Eren: “Tepe Kuyu”

Merak etmek, ilgi duymak ve bilinmeze çıkılan yol insana acayip bir haz veriyor. Ben ne antropolog, ne sosyolog ne de halk bilimciyim. Sıradan bir insanım. Yeni bir şeyler bulup gündeme taşımak, üzeri örtülü kalanların tozunu alıp ilgililere ulaştırmak, merakı olanlara bir kapı pencere açmaktır tüm derdim. Gider, görür, fotoğraflar ve olduğu gibi gördüğümü ve bende bıraktığı izleri görsel olarak, yazarak ve konuşarak paylaşırım. O kadar! “Fotoğraf ve Hikâyeleri” de bu bakışın ürünüdür. Aslında fotoğrafın görevi hakkında da bir belgedir bunlar. Sebep yarı yarıya fotoğraftır. Her dağın bir Eren’i, her Eren’in bir dağı var Anadolu’nun batısında. Her birine o dağların, tepelerin adı verilmiş ya da onların adı dağlara, tepelere verilmiş. Her biri ayrı bir bölgede olsalar da öz pek farklı değil. Şekil belki biraz farklı o kadar. Şimdi Bozdağ’ın Erenlerinden biri olan TEPE KUYU’ ya bir yolculuk yapacağız. Bakalım neler görüp yaşayacağız.

10 Ekim 2020 Cumartesi
Çörek Günü

Çörek Günü

Düne bir yolculuktur kimi zaman buğulu gözlerde asılı kalan. Yüzlerce anıyı tekrar yaşamak, hayıflanmak, sevinmek , üzülmek, kaybettikleri için dua, kavuştukları için şükretmektir. Bir yolculuğa da beraber çıkalım mı? Ne dersiniz ?

26 Eylül 2020 Cumartesi
Bir varmış bir yokmuş… İnceğiz /Arapapıştı kanyonu…

Bir varmış bir yokmuş… İnceğiz /Arapapıştı kanyonu…

Size bir masal anlatmayacağım ama masal ile gerçek arasında gidip gelen bir gerçeğe dikkatinizi çekeceğim. Çok uzakta olmayan ama hiç dilemediğimiz bir gerçekle yüz yüze geldiğimizde hiç ah-vah etmemeliyiz. Size cennet ile cehennemin günümüz versiyonunu sunuyorum.

19 Eylül 2020 Cumartesi
Ağacın kanı

Ağacın kanı

Kara katrandan “ak-pak ekmek” çıkaranların hikâyesidir bu… Dağların sarp yerlerinde kurumuş yaşlı çam ağaçlarının sonunu anlatır. Koca gövdeli, ağır dallı, çıralı ağaçların katran ocaklarında son bulan “ bir varmış, bir yokmuş” hallerinin özetidir…

12 Eylül 2020 Cumartesi
Gır Yusuf ile eşi…

Gır Yusuf ile eşi…

Kalıp bir deyimdir; “İnsan yaşadığı yere benzer.” Yanlış değildir bu. Yaşanılan coğrafya doğal olarak yapar bunu. Yediğimiz gıdalar, içtiğimiz su, soluduğunuz hava ve barındığınız mekanlar şeklimizi şemalimizi belirler. Sabahtan akşama kadar açık alanda güneş altında, ya da soğukta çalışan insan ile şehir de büroda sıcakta klima ile serinleyip, soğukta kalorifer ile ısınan insanın yüzü aynı olur mu? İşte o nedenledir ki; insan yaşadığı yere benzer… Yaşanan coğrafyanın şekillendirdiği bir yaşam hikayesidir bu…

5 Eylül 2020 Cumartesi