KADIN – D20Haber
19.04.2024, Cuma
11 °C / 27 °C Denizli Hava Durumu

KADIN

A- A+

Geçtiğimiz hafta seçime girecek partiler, milletvekili aday listelerini açıkladı. Bu listeler üzerinden yapılan bir istatistiki çalışmaya göre; “Seçime girecek yedi partinin 4 bin 200 adayından sadece 904’ü, yani yüzde 21,5’i kadınlardan oluşuyor.

Öte yandan Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından 31. Ocak 2017 tarihinde açıklanan “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt sistemi 2016” sonuçlarına göre, nüfusumuz 79 Milyon 814 bin 871 kişi ve bu rakamın 40 Milyon 43 bin 650 kişisini erkekler, 39 Milyon 771 bin 221 kişi kişisini kadınlar oluşturuyor. Oransal olarak ise toplam nüfusumuzun %50,2’si erkek, %49,8’si kadın.

Ancak ülke nüfusunun %49,8’ini oluşturan biz kadınlar 24 Haziran seçimlerinde 904 adayla temsil ediliyoruz. Bu arada sadece 49 ilde kadınların birinci sıradan aday gösterildiğini, ki bu sayının aday gösterilen kadınların %5,4’nü oluşturduğunu da yazmadan geçemeyeceğim. Kısaca, bu seçimlerde 40 Milyon 43 bin 650 erkek; 3296 adayla, 39 Milyon 771 bin 221 kadın ise 904 adayla temsil edilecek.

Neden kadın aday az diye sorulduğunda, daha çok kadın başvursaydı, daha çok kadın aday olurdu diye bir cevap verenler olabilir ve haklıda olabilirler. Açıkçası kaç kadın bu seçimlerde aday olmak için başvurdu şimdilik öyle bir veri göremedim. Ama bu konuda kadınları suçlamanın çok doğru olmadığını biliyorum. Çünkü sadece ülkemizde değil, dünyada da kadınların, eğitim düzeylerinden, geleneksel yaşam biçimleri ve değer yargılarından dolayı bu konularla yeterince ilgilenmelerine fırsat verilmemiş. Kapıdan çıkmak, okula gitmek, çalışmak için bile bir erkekten izin alması gereken kadınların olduğu bir toplumda böyle bir suçlama yapmak bana çok doğru gelmiyor. Birkaç yıl önce tanıştığım, eşini yeni kaybetmiş bir kadın, evliliği boyunca evinden bir kere dışarı çıkamadığını bu yüzden eşini kaybettiğinde günlük hayatını sürdürebilmek için yapması gereken, elektrik, su parası ödemek, bankadan maaşını çekmek, pazardan ihtiyacı olanları almak gibi şeyleri yapmaya çok zor alıştığını anlatmıştı. Ama o yine de eşine, kimseye muhtaç olmamasını sağlayan maaşını bir ömür boyu alabileceği için çok minnettardı.

Aslında, ülkemizde 5 Aralık 1934’te Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla demokrasinin temel gereklerinden biri daha yerine getirilmiş̧, o tarihten günümüze kadar Sivil toplum kuruluşlarının siyasal hayata katılım ve temsil konusunda yaptıkları kampanyalar kadınlar arasında bu konudaki duyarlılığı ve talebi artırmıştır. Sivil toplum kuruluşları sadece kadınların yönetime katılmaları konusunda çalışmamış, eğitim ve bilinçlendirme konusunda da destek olmak için kamu ile projeler ve kampanyalar yapmaya devam etmişlerdir. Günümüzde ise kadınlara ekonomik özgürlük kazandırmak için onları girişimci yapmayı hedefleyen birçok proje devam ediyor. Tüm bu çalışmalara rağmen kadınların siyasal hayata katılımı hala erkeklerle eşit düzeye gelememiştir. Bunun nedenleri olarakda; siyasal partilerde kadınların eşit katılımını destekleyecek etkin mekanizmaların aynı doğrultuda gelişememiş olmasını, yönetimlerinde daha çok kadına yer vermek yerine, onları seçim dönemlerinde seçmen ziyaretleri yapan ekipler olarak görmelerini saymak mümkün. Kısaca daha fazla kadın aday başvuru yapsa da pek değişen bir şey olmayacaktı. 904 kadın adaydan sadece 49 unun birinci sırada aday gösterilmesi de bunun göstergelerinden biri.

Peki neden daha çok kadın aday olmalı derseniz, aslında bunun birçok nedenini sayabiliriz. En basit cevabı; kadınların yönetime erkekler kadar eşit katılımının çağdaş bir demokrasinin gereği olması. Bence başka bir önemli neden ise; bir toplumda kadının hak ettiği yere gelebilmesi için kadınların yönetime aktif katılımı zorunlu, çünkü kadının yer almadığı karar mekanizmalarında kadın sorunlarına duyarlılığın yeterince oluşmadığı, sorunlarının sorun olarak görülmediği bir gerçek.

Unutulmaması gereken diğer bir noktada, bir toplumun gelişmişlik göstergelerinden birinin kadınlara tanınan hakların düzeyi olarak görülmesi. Aslında toplumun diğer yarısını da kadınların eğittiğini düşündüğünüzde kadının toplumdaki rolünün o toplumun geleceği için ne kadar önemli olduğu gerçeğinin farkına varıyorsunuz. Özetle, daha bilinçli bir toplum için, kadınların daha iyi eğitim alması, yönetim kadrolarında, karar alma mekanizmalarında daha çok yer almaları gerekiyor.

Ama bence burada sorulması gereken önemli bir soru daha var; madem toplumun diğer yarısını biz kadınlar eğitiyoruz, o halde neden hala kadınlar o diğer yarıdan haklarını almak için bu kadar çaba göstermek zorunda kalıyor? Yoksa sorunun çözümü yine biz kadınlarda mı?

Yazarın Diğer Yazıları
Kadın olmak
21 Aralık 2021 Salı
Değişim
16 Eylül 2021 Perşembe
Kimseyi Geride Bırakma!
14 Mayıs 2020 Perşembe
Karantina
8 Nisan 2020 Çarşamba
Corona günleri
25 Mart 2020 Çarşamba
Göç etmek
29 Ocak 2019 Salı
YIL 2019
31 Aralık 2018 Pazartesi
MARDİN
17 Ekim 2018 Çarşamba
GÜL, LAVANTA VE ÜZÜM
18 Eylül 2018 Salı
SONBAHAR
3 Eylül 2018 Pazartesi