Bizim kaybolan kültürümüzde, toplumda insanların iyi ve kötü günlerinde, onların yanlarında olan ve bu duyguları paylaşan insanlar için söylediğimiz bir tanımlamadır “Düğün evinin tefçisi, ölü evinin yasçısı”.
Fakat, günümüz modern dünyada artık komşuluk, arkadaşlık ve akrabalık ilişkilerinin yozlaşması ile birlikte bu tip insanlarında kalmadığını görmekteyiz.
Yine köyden kente göçün yaşanmadığı dönemlerde Anadolu köylerinde ‘’yasçı’’ kadınlar bulunmaktaydı. Köyde vefat eden kişilerin evinde yas tutarlardı. Öyle ki köyümüzün birinde bir kişi vefat etmiştir. Fakat o köyün “yasçı” kadını o sırada köyde bulunmamaktadır. Bu sebeple komşu köydeki “yasçı” kadın çağrılmıştır. Yas tutan komşu köyün ‘’yasçı’’ kadını köylüler tarafından eleştirilmiş ve beğenilmemiştir. Ona şöyle bir eleştiri getirmişlerdir. “Kendi köyünde olsaydı daha fazla ağlardı, yas tutardı. Bizim köy olunca yeterince ağlamadı” şeklinde ayıplanmıştır.
Geçen sene bu vakitler Çin’de ise farklı bir olay ortaya çıkmıştır. Damat düğününe gerçek akrabalarını davet etmek yerine; yakın akraba ve yakın arkadaş rolünü oynamaları için bir takım kişiler kiralamış, kız tarafı sahte davetlileri fark edince damat şikayet edilmiş ve tutuklanmıştır. Bu durum modernizmin ve insanlığın yalnızlaşmasının en uç örneklerinden bir tanesidir.
Günümüzde küresel ahlakın ön plana çıkması ile birlikte “birey olma” olgusunun ve bencilliğinin ortaya çıkması ile toplumlar büyük bir çöküş içerisindedir. Özellikle batı dünyası tarafından bütün dünyaya yayıldığını görüyoruz.
Bütün dünyada intihar salgınlarının başladığını görmekteyiz. Örnek verecek olursak; Almanya’ da 70 yaşın üzerinde yalnız yaşayan karı koca, bir gün bir not bırakıyorlar kapıya ve birlikte ölüm seçiyorlar. Notta: “3,5 yıldır kapıcıdan başka kapımızı çalan olmadı, artık yaşamak anlamsızdır” yazmaktadır. Modernleşme ve aydınlanma ile insanlık ilerleme ve gelişmeyi çok hızlandırdı fakat buna paralel olarak mutluluk doğru orantılı gitmedi.
Evet, batı dünyasında ciddi anlamda bir çöküş bulunmakla birlikte, nüfusu da hızla yaşlanmaktadır. Yaşlı Avrupa karşısında Türkiye 80 milyon genç nüfusu ile bölgede en önemli güç olarak bulunmaktadır.
Fakat yakın gelecekte ülkemizi bekleyen tehlike nüfusun hızla yaşlanmasıdır. Bu noktada toplumda pek çok kişinin yanlış bulmasına rağmen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 çocuk politikasına uymak elzem hale gelmiştir. Sonuç itibari ile bu toplumun tefçilere ve yasçılara her zaman ihtiyacı bulunmaktadır.
Selam ve muhabbetle...