DEDİKODUNUN CİNSİYETİ YOK – D20Haber
25.04.2024, Perşembe
14 °C / 28 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Havva ALAGÖZ
  6. /
  7. DEDİKODUNUN CİNSİYETİ YOK

DEDİKODUNUN CİNSİYETİ YOK

A- A+

“Bir şey söyleyeceğim ama benden duymuş olma!”

Bu haftaki konumuz, klişe cümleyle başlanan; iletişim sorununun tetikleyicisi, en çok muzdarip olduğumuz, uzak durmak istediğimiz, fakat yine de hayatımızın birçok evresinde karşılaştığımız dedikodu.

Dedikodu; kimilerine göre bir iç rahatlatma yöntemi.

Kimilerine göre ise, ağızlarına bile almadıkları; oysa gerek bakışlarla gerekse sözel olarak tavır takındıkları şeydir.

Dedikodu yapılan kişide oluşan zararların dışında bakalım bir de yapanın içerisinde bulunduğu psikolojik durum nelerdir ve insanlar neden bu gereksinimi duyarlar.

Öncelikle dedikoduyu yapan kişi, kendi yıkılmış ve yaralı hayatındaki huzursuzluk ve yalnızlık nedeniyle bu yola başvurarak, başkalarının hayatında onarılması güç yıkımlara neden olup, kendisinin yaşadığı yıkımı yaşamasını istemekten dolayı ortaya çıkmaktadır.

Bazen deriz işleri güçleri yok mu diye?

Evet yok, çünkü dedikodu yapan bireyler bunu bir meslek haline getirip, psikolojik bir rahatlama hissederler. Özellikle başarılı ve yeterli olmadıkları için bu alanda yükselişe geçmek isterler. Sadistçe bir tutum içeren bu tavır, dedikoduya maruz kalan birçok bireyi yıkıma uğratır. Hatta başladıkları günü ya da anı bozucu etkide olabilmektedir.

Dedikodu dendiği zaman ilk akla gelen “kadınlar mı erkekler mi daha çok dedikodu yapar” sorusudur.

“Tabi ki de kadınlar daha çok yapar” dediğinizi duyar gibiyim. Fakat yapılan araştırmalar gösteriyor ki, kadınların da erkeklerin de dedikodu yapma oranının aynı olduğu yönünde Yani dedikodunun cinsiyeti yok!

Özellikle dedikodunun iş hayatında performansı düşürdüğü gözlemlenmiştir.

Öte yandan dedikodu yapan kişi bu işe büyük emek harcar. İş verimini azaltıcı etkiye sahip olan dedikodu; iş doyumu, mesleki yetersizlik, sosyal çevrede istenmeme, sevilmeme gibi durumlar yaşanmasına neden olmaktadır.

Kimi bireyler dedikodu yapılan ortamları sevmeseler bile kendilerini zorunlu hissedip o duruma kendileri de katılmaktadırlar. Bu durumu sosyalleşmek hatta yalnız kalmama adına yapılmaktadır. Bu kişilikte olanlar genelde sosyalleşme problemi çekerler.

İlkel toplumlardan beri insanlar fıtratı gereği bir topluluğa dahil olmak istemektedirler. Dedikodu malzemesini değerli bir bilgi ve güç olarak gören insan bu gücü başkalarını etkileyip, istediği statüyü elde etmek için kullanır. Bir toplulukta beğenilmek ve takdir edilmek de isteyen birey bu yola başvurur.

Bir diğer etkenimiz de kıskançlıktır. Kabul edelim ya da etmeyelim kıskançlık dedikodunun arkasında yatan en önemli etkendir. Duygu ve düşüncelerini kontrol etmekte güçlük çeken, yani psikolojik sorunlar; kişilik bozukluğu, mani gibi bazı psikolojik kökenli hastalarda bu durum sıkça görülmektedir.

Dedikodu yapmanın bize zararları nelerdir.

1-Enerjimizi düşürür,

2-İş verimimizi ve yaşam kalitemizi minimize eder,

3-Dedikodu yapmak olumsuz durum ve olaylara odaklanmamızı yani düşüncelerimizin ve fikirlerimizin olumsuza saplanıp kalmasına neden olur,

4-Dedikodu yalnızlık ve mutsuzluk kaynağı ve tetikleyicisidir.

Peki, biz bu kişi ya da kişiliklerden nasıl uzak durmalıyız?

Biliyorum bunu başarmak çok zor ama bu tarz ortamlarda konuşulurken yorum yapmamak önemli. Aranıza belirli mesafe koyup dedikodu yapılacağını anladığımızda kalkacağınızı belirtin ve uzaklaşın. En önemlisi dedikoducuyu cesaretlendiren hafif bir mimik, dedikoduyu onaylama anlamına gelen ufak bir baş sallama bile sizi zor durumda bırakabilir.

Dedikoducu insanla sürekli aynı ortamı paylaşıyorsanız (örneğin aynı ofiste çalışmak, yakın akrabalık bağı, komşu vb) sohbeti her dedikoduya çekme çabasını boşa çıkarmaya çalışın.O dedikodu da ısrar ettikçe siz tepkisiz kalıp farklı bir şeylerden konu açın.

Artık dedikoducu insanla ilişkiniz dayanılmaz bir noktaya geldiyse baş başa kalacağınız bir ortam ayarlayın ve onu kırmadan, başkaları hakkında konuşmak istemediğinizi kendisine söyleyin. Bu tür bir açık iletişim dedikoducu insanın tepkisini çekip sizden uzaklaşmasına neden olabilir veya size hak verip dedikoduyu bırakabilir.

Açıkça belirtmeliyim ki; Her iki olasılıkta da siz kazançlı olursunuz. Ya çevrenizden enerjinizi tüketen bir insan gider ve rahatlarsınız ya da dedikoducu insan doğruyu görüp başkaları hakkında konuşmayı bırakır, o da siz de rahat edersiniz!

Yazarın Diğer Yazıları
HER EBEVEYNİN İDEALİ
24 Nisan 2017 Pazartesi