Doktorların özel yaşantısının ön plana çıkarıldığı dizilerin ötesinde artık abartı örnekleri de görmeye başladık. Hiç birimizin doktoruna benzemeyen mucizeler yaratan kahraman doktorlar var.
En çok izlenen dizilere baktığımızda bir bölümde öldürülen kişi sayısı bir köyün yok olması, bir yılda öldürülen kişi sayısı ise bir ilçenin yok olmasına karşılık geliyor.
Günlük ve politik olaylardan ilham alındığı söylenen dizilerin gerçeği yansıtmadığı aşikar. Bunu en fanatik bir biçimde izleyen de biliyor. Lakin yine de izliyor.
Mucizeler yaratan doktorlar, ortalık yerde pipetle yapılan ameliyatlar imkansızın başarılıyor olması.. Tüm bunlar olmayanı oldurmaya çalışmak, sahip olunan olağanın üstüne çıkmak ve bunu kendimizle ilişkilendirmekle ilişkilidir. Bir kahramanın başarısı hepimizin başarısı olmaktadır.
Sahteliğin ve abartı sahnelerin içimizdeki kahraman olma isteği ile karşılık bulduğunu söyleyebiliriz.
Bu kahramanlığın işlenildiği, ancak gerçek hayattan da kesitler barındıran bir dizi ile karşılaştım: “Hekimoğlu”...
Bu dizide kaba bir dille çatlak bir doktor var. Hastalarına duygularını belli etmeyen, hasta ile iletişim kurmayan, lakin en iyi tanıyı koyan bir doktor düşünün.
Tıbbi değerlere ihtiyaç duymadan tanı koyuyor. Hiç kimsenin çözemediği vakaları çözüyor. Biraz da komedi ile dizinin rağbet göreceği kesin.
Dizi ilerledikçe yeni konular işleniyor. Hekimin geçmiş yaşantısından kesitler görmeye başlıyoruz. Doktorumuzun meslek seçimindeki en etken sebebin yanlış tanı koyan doktor olduğunu görüyoruz.
Canlandırılan karakter o ki; en iyi tanıyı koyan hiç bir ayrıntıyı gözden kaçırmayan biri.
Travmaları, hayatımızı derinden etkileyen olayları öyle bir içselleştiririz ki yıllarımızı vereceğimiz meslek seçiminde dahi en önemli belirleyici haline gelir. Tüm bunlar yaralarımızı tamir etme arayışıdır.
Kimi yaralar insanlığın yararına kullanıldığında ortaya sevindirici sonuçlar çıkarken kimisinde ise tam tersi olabiliyor.
“Ben okuyamadım oğlum okusun.”
“Ben sahip olamadım kızım sahip olsun.”
Tarzı ile başlatılan ilişkiler başlangıçta kişinin iyiliği gibi görünse de gerçek kimliği ile çelişen kararları doğurabiliyor.
Bu da herşeyi olan lakin mutsuz birini, en iyi puanı aldığı için doktor olmak zorunda kalan yalnız mesleğinden memnun olmayan birini ortaya çıkarabiliyor.
