Seçimler neden yapılır?
Bir konuyla ilgili olarak, o konuyla ilişkin kişi ve grupların görüşünü belirlemek için. Yani, bir amaç değildir seçim. Amaca giden yolda araçtır.Bu durumda yapılan seçimlerin amaca hizmet edip etmediğidir önemli olan...
Bir siyasi parti genel başkanı, milletvekili adaylarını ya da belediye başkan adaylarını belirliyor ve seçim adı altında bunu partili seçmenlere onaylatıyor. Böyle bir durumda aday belirleme ne kadar titiz yapılırsa yapılsın, hangi ölçütler kullanılırsa kullanılsın, bu gerçek anlamda bir seçim olmaz. Çünkü sonuç oy kullanan seçmenden çok, listeleri düzenleyen genel başkanların iradelerini yansıtır.
Aslında seçimler ve seçme yöntemleri, geçmişi binlerce yıl geriye uzanan ve üzerinde net bir anlaşma sağlanamamış konulardan biridir.Bu yüzden birçok ülkede,birçok seçim sistemi uygulanmaktadır.Üzerinde uzlaşılmış, bütün siyasi partilerin aynı kurallarla aday belirlediği bir siyasi partiler kanunundan yoksunuz.Bu yüzden her parti kendince doğru olduğuna inandığı bir yol ve yöntem uyguluyor.
AKP ve MHP de adayları genel merkez (yani genel başkan) belirliyor.CHP ise adaylarını, üyelerinin seçtiği delegeler kanalıyla belirliyor.Bu durumda CHP adaylarının, parti tabanının istediği adaylar olması gerekmez mi?Hiç de öyle olmuyor…
Herhangi bir ilde seçilecek sıradaki adayın önüne, kontenjan adı altında bir başkası konularak seçmeniradesine rahatlıkla ipotek konulabiliyor.Söz seçimlerden açılmışken,CHP’nin, dünkü Adalet ve Cesaret kurultayından kısaca bahsedelim.
CHP’nin 208 bin oy aldığı Eskişehir’de 12, 150 bin oy aldığı Gaziantep’te 24 delegesi var. 37 bin oy aldığı Düzce'de delege sayısı 6 iken, 17 bin oy aldığı Yozgat’tan 8 delege çıkarıyor.Çanakkale 135 bin oyla 8 delege, Adıyaman 35 bin oyla10 delege çıkarıyor.Edirne 150 bin oyla 4, buna karşın Bingöl sadece bin oyla 5 delege çıkarıyor. CHP’nin 36 bin oy aldığı Bartın 4 delegeyle temsil edilirken,Bartın’ın üçte biri kadar oy alabildiği Diyarbakır'daki delege sayısı ise 20.Bu örnekleri çoğaltmak mümkün…
Böylesine çarpık, akıl ve mantık dışı bir delege dağılımıyla yapılan genel başkan seçiminin sonucu hukuki olabilir ama adil olmaz.Bir genel başkan,böyle bir delege yapısıyla, elli kez seçim kaybetse bile tekrar seçilebilir.Ama unutulmamalıdır ki; son söz, delegenin değil seçmenindir. Çok kızdırırsanız tıpış tıpış sandığa gitmeyebilir. Gitse bile, kendince İYİ bulduğu başka bir partiye yönelebilir.
