Seri katil – D20Haber
19.04.2024, Cuma
11 °C / 27 °C Denizli Hava Durumu

Seri katil

A- A+

Dünya, son yıllardaki en acımasız seri katille karşı karşıya.
Bulaşıcı,
Ölümcül,
Ve çok çeşitli.
Bazen SARS, bazen ebola, bazen domuz gribi olarak sızıyor bedenlere.
Bu kez yeni coronavirüs (COVID-19) gözle göremediğimiz caninin ismi.

Girdiği ülkeyi darmadağın ediyor.
Bu satırları yazarken sadece İtalya’da ölü sayısı 10 bini geçmişti.
Bilim insanları Britanya’da bu virüsten hayatını kaybedenlerin sayısının 20 binin altında tutulmasının başarı sayılacağını söylüyor.

Türkiye’de de can kayıpları giderek artıyor.
Dün itibariyle yaşamını yitirenlerin sayısı 108.
Önlemlerde geç kalınsa bile hala şansımız var.
Yolu da radikal kararlarda.

Virüsün taşıyıcısı kim?
İnsan!
Ya yaya olarak ya da toplu taşıma araçlarıyla bir yerden bir yere ulaşıyorlar.
Sadece kendileri gitmiyor, kaçınılmaz olarak beraberlerinde biyolojik silahtan farksız olan virüsü de götürüyorlar.

Örneğin ücra köşedeki mahallelerde ikamet edenler hala en şanslı olanlar.
Ama bir şeyleri bahane edip kimileri ilçeye, kimileri kente geliyor.
Peki geri dönüş boş mu?
Yani virüs götürdü mü?
Bilen yok.
Acısı yeni yeni çıkacak.

Anlaşıldı ki “#evdekal” demekle kalınmayacak.
Çünkü vatandaşımız virüsün kendisine bulaşmasından çok, bir ölüm haberi aldığında bunun coronavirüsten olup olmadığıyla ilgili merakını gidermeye çalışıyor.
Öyleyse daha ciddi yasaklar gerekli.
Bakın bunu kamu eliyle yapmasak bile, Acıpayamlı minibüsçüler kendilerince yapabileceklerini yapıyor.
Aldıkları karar net:
DENİZLİ’YE GİTMİYORUZ!

Çivril’den Denizli’ye,
Denizli’den Tavas’a,
Babadağ’dan Sarayköy’e,
Turizm hareketliliğinin yaşandığı Karahayıt ve Pamukkale’den kente...
Bir mahalleden diğerine git gelleri önlemezsek, bir hafta sonra bugünleri de ararız.
O halde kamu otoritesi, ilçeler ile il merkezinin...
Mahalleler ile ilçe merkezlerinin bağlantısını kesecek kararı alıp, uygulamaya koymak zorunda.
Minibüsçü esnafı “Denizli’ye gitmiyorum” kararını alabilecek kadar yürekli davranıyorsa, böyle bir kararı alıp uygulamanın altyapısı hazır demektir.

Denizli Valisi Hasan Karahan’ın,
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’ın,
Pamukkale Belediye Başkanı Avni Örki’nin,
Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan’ın,
İyi niyetinden şüphemiz yok.
Kenti corona belasından uzak tutma çabalarını da yadsıyamayız.
Ama caddeyi, sokağı, parkları ve benzeri yerleri dezenfektan yetmiyor.
Bir örnek:
Pazaryerinin girişine dezenfektan cihazı yerleştiriliyor.
Gayet güzel.
Vatandaş elini dezenfekte ettiğini düşünerek dalıyor pazara.
Bir ürün alıyor para veriyor, üzerini alıyor.
Sonra o parayı bir başka pazarcı esnafına veriyor, esnaf bir başkasına. Elden ele dolaşan o parada virüs var mı yok mu bilen yok.
E ne oldu girişteki dezenfekte işlemi?

Bakın CHP eski Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt diyor ki:
“Eldivensiz dışarıya çıkmıyordum. Arabamı defenfektan bulunduruyor, temizliğini yapıyordum. Ellerimi sık sık yıkıyordum. Bireysel tüm önlemlerime rağmen virüs kaptım. Bir hekim olarak ben bile yakalandıysam vatandaşları siz düşünün.”
Bu açıklama bireysel önlem almanın dahi yetersiz kalabildiğine en güzel örnek.
Öyleyse geriye kalan ne?
Bugünleri dahi arar hale gelmemek için insanları sokağa çıkarmayacak kararı almak!