Denizlispor yönetimi hedefi “şampiyonluk” diye açıkladığında camiada bir hareketlenme oldu.
Son 7 sezon hep korkulu rüya görüldüğünden…
Son haftalarda kümede kalındığından…
İhtiyatla yaklaşıldı bu açıklamaya.
Önce “acaba?” denildi.
İlk haftalar hayal kırıklığıyla geçse de toparlanma sürecine girildi.
Acaba “olacak gibiye” dönüşmüşken, teknik direktör Osman Özköylü ve futbolcuların alacak krizi patlak verdi.
Sorun zamanında vurulan neşter ile çözüldü.
Takım yeniden toparlandı.
Giresunspor maçına çıkılırken üst üste 4 maç kazanmanın morali camiayı havaya sokmuştu.
Denizlispor’un küme düştüğü sezonun ortasında bırakmıştım yeşil-siyahlı takımın maçlarına gitmeyi.
Bu sezon yeniden başladım.
Benim gibi Atatürk Stadı’na dönüş yapan binlerce taraftar vardı bugün.
Stada girebilmek için oluşan uzun kuyrukları…
Maraton tribününü yıllar sonra ilk defa dolu gördüm.
Kapalı tribünler de öyle.
Şu andaki görüntü, yönetimin inancı takıma…
Futbolcuların inancı da taraftara yansımış gibi.
Şimdi yönetime düşen bu inancı diri tutabilmek…
Camiayı kenetlendirmek…
Bugün stres dolu maç sonrası sahanın ortasına dikilen yeşil-siyahlı bayrağı; şampiyon ya da ikinci olarak, olmadı şansızlıklar mı yaşandı play off’u geçerek Süper Lig takımları arasında dalgalandırabilmektir.
Birkaç not da sahada mücadele edenlerden…
Evet, takımın kazanma hırsı müthiş.
Bunu 10 kişi kalmaya rağmen, Giresunspor gibi diri bir takıma karşı iki kez geri dönüş gerçekleştirmek ve ardından kazandıran golü atmakla gösterdiler.
Bunlar artılar.
Kazanırken eksileri, hataları da söylemeliyiz.
En başta defans problemi.
Eve atıyor, Spor Toto 1. Lig’in şu anda en çok gol atanı Denizlispor. Ama aynı zaman en çok gol yiyen 8 takımından birisi.
Acil çözüm Yücel Hoca…
Sonra Mbamba’ya dikkat!
Çok konuşuyor, çok itiraz ediyor.
Sarı ve kırmızı karta gidişi belliydi.
Yücel Hoca oyundan almayınca da oyundan atıldı.
İtirazdan sarı kart gören bir futbolcunun aynı tavrı sürdürmesi, üstelik 1-0 gerideyken takımını 10 kişi bırakması profesyonellikten hayli uzak bir durum.
Ve Denizlisporlu futbolcular sakin olmayı öğrenmeli.
Ligin boyu kısaldıkça stresli haftalar birbirini izleyecek.
Yenilgi olacak, berabere kalınacak.
Mutlu son için tökezlemeden devam edebilmek önemli
Dolayısyla o atmosferi kaldıracak mental hazırlık şimdiden yapılmalı.
Profesyonellik demişken, bugünkü maçtan son notla yazıyı noktalayalım.
Denizlispor, ikinci golü hakemin geri pas kararıyla yedi.
Yaşar (Güngör) Hoca, poziyon için “Ben kaleci olsam o topu tutmaz, ayakla uzaklaştırırdım” dedi.
Demek ki geri pası düşüncesi oluşturacak bir hamle söz konusu.
Bunlara da dikkat!
