RAMAZANDA HAK İHLALLERİNE DUR DİYEBİLMEK – D20Haber
19.04.2024, Cuma
11 °C / 27 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Ali SÜRÜCÜOĞLU
  6. /
  7. RAMAZANDA HAK İHLALLERİNE DUR DİYEBİLMEK

RAMAZANDA HAK İHLALLERİNE DUR DİYEBİLMEK

A- A+

Eşlerin birbirleri üzerindeki haklarını sadece bir tarafın bilmesi yeterli değildir. Bu hakları her iki tarafın iyice anlaması ve hayatına aktarması gerekmektedir. Bu Ramazan ikliminde son günlerde üzülerek okuduğumuz veya seyrettiğimiz bir husustan kadınlara yönelik şiddetten bahsetmeye çalışacağız.

Öncelikle şu cümleyle söze başlayalım. Şiddet kimden gelirse gelsin yanlıştır. Ana-baba çocuklarına veya çocuklar ana-babasına şiddet uyguluyorsa, kadından erkeğine veya erkekten kadınına karşı bir şiddet varsa hepsi yanlıştır. Bu hususu hepimiz bilmemiz ve bu yanlışın kul hakkı olduğunu unutmamamız gerekmektedir. Çünkü toplumumuzda şöyle bir yanlış anlayış var. “Eşimdir, ister severim ister döverim”, “Çocuk benim değil mi? Severimde döverimde”. Bu veya buna benzer sözlerin tamamı yanlıştır. Yaratan karşısında herkes birdir ve herkes ahrirette kul hakkını ödeyecektir. Kul hakkını ödeme, eş olmak, ana-baba olmak veya çocuk olmak arasında hiçbir farklılık yoktur.

Çözüm temelden başlamakla olur. Bu temel ise zihniyettir. Zihniyet değişmedikçe gerçek çözüme ulaşılamaz. Bu zihniyet değişimi ise kız çocukların toplum nazarındaki yerinin doğru bir zemine oturtturulmasıyla mümkündür. Bu ölçü ise İslam Dininde vardır
Özellikle kadınlara yönelik yapılan şiddetin ana kaynağı olarak hep namus kavramı ön plana çıkarılmaktadır. Toplum olarak çok tehlikeli bir yanlış içerisindeyiz. Erkek evladımız cinsel konuda bir hata yaptığı zaman “erkektir yapar”, “Aslan Evladım”, “Gençtir olur böyle şeyler” vb. gibi birçok yanlış sözler söylerken, kız evlatlarımız aynı hatayı yaptığı zaman hemen namus ön plana alınır ve kız evlada karşı çok kötü sonuçlar doğuracak davranışlar ortaya çıkar. Oysaki ister erkek olsun ister kız olsun namus ortak bir kavram olarak her iki grubu da bağlamaktadır. Bu sebeple öncelikle düzeltmemiz gereken husus, çocuklarımıza namus kavramını en doğrul şekilde öğretmek olacaktır.

Günümüzde kız çocuklarını hor görmek gibi çok kötü bir cahiliye âdetini devam ettiren insanları görebilmekteyiz. Böyle insanların kız çocukları olduğunda yüzlerinin farklılaştığı görülmekte. Yüce Yaratan böyle bir durumun ne kadar yanlış bir tutum olduğunu şöyle vurgulamaktadır.

“Haşa! Beğendikleri erkek çocukları kendilerine; kızları da Allah'a malediyorlar. O bundan münezzehtir. Aralarından birine bir kızı olduğu müjdelendiği zaman içi gamla dolarak yüzü simsiyah kesilir. Kendisine verilen kötü müjde yüzünden, halktan gizlenmeye çalışır; onu utana utana tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Ne kötü hükmediyorlar!” Nahl,57-59
Ayet-i kerime insan psikolojini ne güzel ortaya koymaktadır. Çünkü insanlar iyi bir şey elde ettiklerinde hemen kendine mal eder. Kötü bir şey başlarına geldiklerinde ise ve kötü bir şey yaptıklarında bunu hemen başka birisine mal etmeye çalışırlar. İşte kız çocuklarının olmasından dolayı insanın içerisinde bulunduğu psikolojik durumda aynen böyle. Erkek evladı olanlar Haşa! Sanki o çocuğu kendisi elde etmiş gibi gururlanmakta, kız çocuğu olduğu zamanda bunu Yaratana izafe etmektedir ki, bu durum ne kadar yanlış ve ne kadar da kötüdür.

İslam Dini kadına daha çocukken değer verilmesini ve en güzel şekilde yetiştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Çünkü toplumları şekillendiren insanları ilk yetiştiren annelerdir. Bu sebeple toplumun değerlere bağlı yetişmesini istiyor isek öncelikle o toplumun kız çocuklarını İslam Dininin en güzel ilkelerine uygun yetiştirmemiz gerekmektedir.

Bazı sözler var ki yaygın olarak günümüzde kullanılmaktadır. “Kızını dövmeyen dizini döver”, “Kadının belinden sopayı elinden çocuğu eksik etmeyeceksin” veya bunlara benzer nice sözler var. Şimdi hepimiz cevap bulalım. Şimdiye kadar aktardığımız ayet ve hadislerin hangisinde bu sözleri destekler bir bilgi var. İslam Dininin hangi ilkesi bizi böyle bir yanlışa götürmektedir. Oysaki aile yuvası huzur bulmak için meydana getirilmektedir. Bu huzur ise dayakla, kötü sözle, küfür söylemekle sağlanamamıştır. Bu sebeple Efendimizin tavsiyelerine uymak bizim yükümlülüğümüzdür.

Her evlilik mükemmel gidecek diye bir şeyde mümkün değildir. Elbette sıkıntılar olabilmektedir. Bu sıkıntılara göğüs germek asıldır. Ancak evliliğin de çekilmez bir hal aldığı ve eşlerin birbirinden ayrılması mecburen gereken durumlar olabilir. Bu durumda da boşanma İslam dininin meşru gördüğü hükümlerdendir. Boşanan eşler ise birbirine saygı duymalıdır. İnsanlığımıza ve dinimize yakışmayan davranışlardan uzak duralım. Anneyi kabire, babayı da hapishaneye götürmekle çocukları anasız ve babasız bırakmayalım.
Sonuç itibariyle hepimize düşen vazifeler var. Herkes İslam dininin koymuş olduğu ilkeler uymalı, birbirinin hakkına riayet etmelidir. Yoksa gerçek anlamda huzura ve mutluluğa ermemiz mümkün değildir.

Yüce Rabbim aile hayatımıza huzur versin. Hakkı hak bilip hakka tabi, batılı batıl bilip batıldan sakınanlardan eylesin. Eşler arasına muhabbet nasip eylesin.

Allah’a emanet olun. Hayırlı Ramazanlar, Selam ve dua ile..

Yazarın Diğer Yazıları
RAMAZAN VE DEĞER YARGILARIMIZ
11 Haziran 2018 Pazartesi
KADİR GECESİ
10 Haziran 2018 Pazar
MÜSLÜMAN HASET EDEMEZ
9 Haziran 2018 Cumartesi
HER ZAMAN KARDEŞLİK
7 Haziran 2018 Perşembe
HER ZAMAN KAZANDIRAN İYİLİK
5 Haziran 2018 Salı
ORUÇTAKİ BAŞARIYI NAMAZA TAŞIMAK
4 Haziran 2018 Pazartesi
GAYEMİZ HELAL LOKMA OLSUN
3 Haziran 2018 Pazar