DESİAD Başkanı Okan Konyalıoğlu, dünya genelinde hayatı durdurma noktasına gelen ve ülkemizde de artan bir ivmeyle yayılmaya başlayan coronavirüs salgınının (COVID-19) etkisini önümüzdeki günlerde de göstereceğini, virüsün yayılmasını önlemenin sadece bilim insanları ve hükümetlerin değil bireysel olarak herkesin sorumluluğunda olduğunu kaydetti.
“SİPARİŞ İPTALLERİ BAŞLADI”
Salgının halk sağlığı açısından yarattığı sorunların yanı sıra, iki yıldır ekonomide yaşanan daralmadan dolayı zaten zorlanan firma ve bireylerin odak noktalarını da değiştirdiğini vurgulayan Konyalıoğlu, “Düne kadar 2020 yıl sonu bütçesi, hedefleri tartışılırken; dünya genelinde tüketimin azalmasından dolayı sipariş iptalleri başlamış, üretilmiş mamuller bile sevk edilemez duruma gelmiştir. Ne kadar süreceği tam olarak öngörülemeyen bu süreçte firmalar stok maliyeti, nakit akışı, ödemeler gibi birçok konuda hangi aksiyonu alacağı konusunda karasız kalmaktadır” ifadelerini kullandı.
“BİREYLERE YÖNELİK TEDBİRLER DE ALINMALI”
Ülkede çoğunlukla aile işletmesi modelinde KOBİ düzeyinde şirketlerin faaliyet gösterdiğine işaret eden Konyalıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu şirketler, sermaye yapıları yeterli seviyede olmadığından faaliyetlerini banka kredileri, vadeli alım/satımlar ile sürdürmektedirler. Finans sektöründe özellikle kamu bankaları tarafından destek paketleri açıklanmış ve bazı özel bankalar da benzer adımlar atmıştır. Önemli olan bu destek paketlerinin prosedüre takılmadan bir an önce devreye alınmasıdır.
Salgın ile birlikte şu an ülkemizi tehdit eden sıkıntılardan biri işsizliktir. Daha şimdiden perakende ve turizm sektörü faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı. Bu sektörler yoğun işgücü ile çalıştıklarından ne yazık ki birçok kişi bir anda işsiz kaldı ve bu şartlarda iş bulmaları da pek mümkün gözükmüyor. Bu nedenle firmalar için verilen desteklere ilave olarak bireylere yönelik tedbirler de alınmalı, bu insanların hayatını devam ettirebilmesi için gerekli olan su, elektrik, doğalgaz gibi zaruri giderlerinde devlet tarafından kolaylık sağlanmalıdır.
Sosyal izolasyonu ve VUCA'yı (volatility-değişken, uncertainty-belirsizlik, complexity-karmaşıklık ve ambiguity-muğlaklık) hayatımızın merkezine taşıyan bu tehdidin yansımaları sadece kısa vadede kalmayacak, orta ve uzun vadede iş ve özel hayatımızı, alışveriş alışkanlıklarımızı, seyahatlerimizi, tatillerimizi, üretim model ve süreçlerimizi, toplantılarımızı, eğitim dünyasını ve daha birçok şeyi de yıkarak değiştirecektir.
Ülke olarak hep birlikte mücadele edeceğimiz bu süreci başarı ile atlatacağımıza, yaşadıklarımızın direncimizi ve dönüşüm becerimizi artıracağına inanıyoruz. Bu süreçte canla başla ve büyük bir özveri ile görevinin başında olan sağlık çalışanlarına şükranlarımızı sunuyoruz.”
