Ali Öğretmen, kendini emekli etti – D20Haber
25.04.2024, Perşembe
16 °C / 29 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. EĞİTİM
  4. /
  5. EĞİTİM
  6. /
  7. Ali Öğretmen, kendini emekli etti

Ali Öğretmen, kendini emekli etti

A- A+
Engin ÜNAL / D20HABER
Yayınlanma: 19 Haziran 2019 Çarşamba - 23:17Güncelleme: 19 Haziran 2019 Çarşamba - 23:18
Ali Öğretmen, kendini emekli etti

Denizli’nin Kale ilçesinde o yıllarda köy olan Kayabaşı’nda, her zaman anımsanacak başarı hikayesiyle belleklerde yer eden eğitimci Ali Karlık, çok sevdiği mesleğine son görev yeri Bozkurt’ta veda etti.

Ali Öğretmen (Karlık), idealleri doğrultusunda çalışmalarıyla dikkatleri çekmeye başladığında 1990’lı yıllardı ve Kale’nin kırsal kesimindeki iki mezradan oluşan Kayabaşı’nda görev yapıyordu. “Yok” demek yerine “var” etmenin mücadelesini verdi. Kolları sıvayıp okul yapımına öncülük etti. Okul gazetesi çıkardı. Tiyatro grubuyla oyunlar sahneledi. Yaşadıklarını “Kayabaşı’nın Sesi” isimli kitapta topladı. Tüm bu çalışmaları onun gururla anacağı 5 kez “yılın öğretmeni” seçilmesini sağladı.

Ama onun klasik müfredatın dışındaki eğitim anlayışı bir süre sonra cezaya dönüştü. Sürgün edildi, mahkeme kararıyla geri döndü. Bunlardan sonuncusunu kent merkezindeki Gazi İlkokulu’nda öğretmenken yaşadı. Geçirdiği bir soruşturmanın ardından Bozkurt’taki Atatürk İlkokulu’na atandı.

KARLIK’IN VEDA YAZISI

Son görev yeri Atatürk İlkokulu’nda emeklilik dilekçesini veren Karlık, bunu bir yazı ile paylaştı. Emekli olduğunu ama emeklemeye ayrılmadığını belirten Karlık, şu ifadelere yer verdi:

“08.02.1989 tarihinde Ağrı İlinde büyük bir heyacanla,özveriyle başladığım sınıf öğretmenliği görevime; son yıllarda öğrenci, veli, idareci (tüm birimleriyle) profillerinin tamamen değişmesi, idarecilerin eğitim adına hiç bir şey yapmadığı ve kasıtlı olarak yaptırılmadığı, öğretmene ve öğretmenlik mesleğine karşı saygısızlığın had safhaya ulaştığı bir dönemde beni yöneten idarecilerin Atatürkçü öğretmen Ali Karlık'a, bulunduğu her yerde yaptıkları mobbing ve sürgünlere karşı azmimden, dik duruşumdan hiç ödün vermeden mesleğimi en az 5 yıl daha yapabilirdim.

Ancak ne yazık ki okullarımızda bulunan öğrenciler ve onların velileri, teknoloji kaynaklı ciddi derecede değişim göstererek okullarımızın çoğunu makyaj ve gösteriş sahnesine dönüştürmüşlerdir.
31 yılını mesleğinde yürüyerek değil, koşarak yapmış, UNESCO, 3 büyük şehir ve Denizli'de değişik yıllarda Yılın Öğretmeni seçilmiş, Türkiye'de 8 yıllık ilköğretim okulunu arkadaşlarıyla ilk olarak açmış bir öğretmen olarak diyorum ki; Türkiye'de eğitim sıfır dereceye ulaşmıştır.

Ve ülkemizde yaşanan pek çok sorunun kaynağında ne yazık ki bu neden başrolü oynamaktadır. Eğitim gönüllüsü öğretmenler ya sindirilmekte ya cezalandırılmakta ya da emeklilik yolunu tercih etmeleri sağlanmaktadır. Her dönemde iktidarların emireli olan idareciler sürekli korunmakta,terfi ve taltif edilmektedir.

Bu düşüncelerle öğretmenlik mesleğimin bu adamlarla olan ilgisini keserek görevimden ayrılıyorum. Ama ben, herkes gibi ‘emeklemeye’ ayrılmıyorum. Eğitimle olan görevim halkımın arasında ölünceye kadar devam edecek ve yeni üniversite mezunları yaratmaya devam edeceğim.
Son görev yerim olan (sürgün yerim) Bozkurt Atatürk İlkokulu’ndaki idarecilere öğretmen ve hizmetli arkadaşlarıma, tabiki de tüm öğrencilerime, Bozkurt halkına sevgi ve şükranlarımı sunuyorum . Benim sürgün edilmem için verilen cezaların ve sürgün atama kararının İzmir İstinaf Mahkemesi tarafından iptal edildiği bilgisini de vererek, bana örnek teşkil eden Başöğretmenim Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi huzururda saygıyla eğiliyor, Eğitime gönül veren tüm yurtseverleri selamlıyorum. Şimdi yeni yeni görevlerde sevgi, saygı, barış, özgürlük ve mutlu bir Türkiye için yeniden beraberiz.”